İlk çıktığında hemen alıp bir çırpıda okuduğum Hüseyin Yılmaz Bey’in kaleme aldığı “Kutup Yıldızı”nın ardından dostlara okunması noktasında kısa bir tavsiye yazısı yazmıştım. Eserin onun hakkettiği övgüyü müsait zamanda yapmam gerektiği ise vicdani bir ödev gibi sırasını bekliyordu. İşlerimi biraz rahatlattığım için şimdi daha detaylı olarak bu konudaki samimi tahassüsatımı arzedeceğim.
Bu harika eseri okurken bir kişinin hayatını değil, bir hakikatin dirilişini okuduğumu hissettim.
Her satırında bir sabır, her sayfasında bir nur, her cümlesinde bir dua gizliydi.
O nur, Bediüzzaman Said Nursî’nin gönlünden süzülüp kelimelere dökülmüş bir iman güneşiydi.
Zamanın fırtınaları içinde dimdik duran bir dağ gibiydi o.
Sürgün edildi, hapsedildi, unutturulmak istendi ama unutturulamadı.
Çünkü o, imanın sarsılmaz sesiydi.
Onun sustuğu yerde bile kalpler konuşmaya devam etti.
“İman, insanı insan eder; belki insanı sultan eder.” dediğinde,
aslında hepimize insanlığın özünü hatırlattı.
O bir davetçiydi; fakat gür sesle değil, hal diliyle çağırdı insanı hakikate.
Bir çağın aklını ilimle, kalbini imanla ısıttı.
Karanlığın en yoğun olduğu yerde bile bir mum yaktı ve dedi ki:
“Bu nur asla sönmez, çünkü ışığını Kuran denilen ebedî hakikatten almıştır.”
Ve bu büyük ruhun izini, kelimelere böylesine derin, böylesine incelikle işleyen
yazar Hüseyin Bey’e de kalpten bir teşekkür borçluyuz.
O, Bediüzzaman’ın hayatını anlatmakla kalmamış;
onu bir romanın sınırlarından çıkarıp gönüllere yerleştirmiş.
Satırlarında bir edebiyat ustalığı değil sadece;
aynı zamanda imanın letafeti, sevginin sadeliği ve hakikate duyulan hürmet var.
Hüseyin Bey’in kalemi, Bediüzzaman’ın nurunu bir aynada yansıtır gibi yansıtmış.
Her sayfada hem o büyük alimin nefesini,
hem de yazarı bu eseri kalbiyle yoğurmuş bir derviş gibi hissediyoruz.
Evet, “Kutup Yıldızı” yalnız bir kitap değil;
hakikate yön arayanlar için bir pusula, bir dua, bir hatırlayış.
Ve o pusulanın iki ışığı var:
Biri Bediüzzaman’ın nurlu ruhu,
diğeri Hüseyin Bey’in samimi kalemi.
Rabbim hem bu birinci cildi, hem de inşallah Allah’ın ihsanıyla itmam olacak diğer ciltleri çok kimseler tarafından okunup ciddi istifadelere medar eylesin.
Prof. Dr. Danyal SOYBAŞ


