Bu zor meselenin altından yüz akıyla çıkabildiğinize inanıyor ve sizi cidden tebrik ediyorum.

Üsküdar Üniversitesi’nin muhterem öğretim üyelerinden Nafi Yalçın Bey, okuduğu Kutub Yıldızı’na dair düşüncelerini kaleme alma lütfunda bulunmuş, müteşekkirim. Neşretme iznini aldığım metin şöyle:

Değerli Hüseyin Ağabeyim

Üstad’ın biyografik romanını yazmak hakikaten hem meşakkatli hem son derece kıymetli bir mesele. Bu zor meselenin altından yüz akıyla çıkabildiğinize inanıyor ve sizi cidden tebrik ediyorum.

Kutup Yıldızı’nı elime aldığım ilk akşam yaklaşık yüz sayfa okudum, ertesi gün mesai ve üniversitede vereceğim dersler olmasaydı herhalde sabaha kadar gözümü kırpmadan okuyacaktım. Sadece akşamları zaman ayırarak 5 gün içinde kitabı okumayı bitirdim. Ama bıraktığım yerden ertesi günü devam etmek için sabırsızlıkla akşamın gelmesini bekliyordum. Bunu, eserin okuyucuyu nasıl heyecanla sardığını ifade etmek için söylüyorum.

Eser, Üstad’ın çocukluk ve gençlik hayatını, ilim aşkını, İslam’a samimiyetle bağlılığını ve dine hizmet ciddiyetini ve doğru İslam’ı insanlara ulaştırma azmini, bu uğurda her türlü fedakarlığı ve tehlikeyi göze almasını çok güzel bir şekilde yansıtıyor. Bunda elbette yazarın samimiyet ve inanmışlığının büyük payı vardır.

Romanı okurken kendim de hayalen Üstatla birlikte şarkın dağ ve derelerinde dolaştım; medreselerde ilim tahsil ettim, talebelerle kavgalarına karıştım ve münazaralarda bulundum. Okuru içine çekme gücünü gösterme açısından kitabı çok başarılı bulduğumu söylemeliyim.

Üstadın tarihçelerden okuduğumuz ama belirsiz ve teferruattan uzak kalmış kesitlerini gerçek hayata uygulamakta ve hayatın normal akışına uydurmakta da eseri iyi bir başarıyı yakalamış buldum. Mesela Üstad’ın Bitlis’te Ömer Paşa’nın konağında geçen hayatı buna başarılı bir misaldir.

Rahmetli Babam Hacı Sıtkı’ın küçükken bize Üstatla ilgili anlattığı bir menkıbe vardı. Bunu babası Sofi Dervêş’ten naklediyor. Dedem Sofi Dervêş, Savur’un çok yakınındaki Ahmediye köyünde Nakşi halifesi, Şeyh Kemal’in yakın müridanındandır. Seydayê Mele Seid Mardin’den Bitlis’e jandarma eşliğinde sürgün edilirken Ahmediye köyü yakınından geçerlerken çeşme başında vuku bulan namaz vakti kelepçelerin açılması ve dostu Şeyh Kemal’i ziyaret hadisesini babam bana anlatmıştı ve Üstad’ın keramet sahibi bir veli olduğunu söylemişti ve Üstad’a büyük muhabbeti vardı. Bu hadisenin şeyh Kemal’i ziyaret ilavesini mevcut biyografilerde ve kaynaklarda okumamıştım. Bu hadiseyi Kutup Yıldızı’nda okurken çocukluğumun bu hatırasını yad etmiş oldum ve yazarın ne derece kapsamlı araştırmalar neticesinde eseri vücuda getirdiğine kanaatim iyice pekişti.

Nafi Yalçın

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

0
    0
    Sepetim
    Sepetiniz BoşMağazaya Geri Dön