
Nurs —Kepirli— Köyü
Bölgenin eski ve tarihî bir köyüdür. Osmanlı devrinde ismi Nors veya Nurs iken bölgenin her köyü gibi, ismi 1960'da devlet tarafından değiştirilip Kepirli olarak kaydedilir. Nursluların talebi üzerine 2012 yılında ismi yeniden Nurs olarak düzeltilir fakat hâlâ birçok harita kaydında Kepirli olarak geçmektedir. Bitlis'in Hizan Kazasına bağlıdır. Bölgedeki birçok köy gibi şehre göç ve düşen nüfus artışı sebebiyle nüfusu düşmektedir. 2010'larda 1.100 kişi civarında olan nüfus 2022 de 650 kişiye kadar geriler. Bitlis'e 84 km, Hizan'a 40 km, Bahçesaray'a ise 37 km mesafededir.

Tağ Köyü
İsbayerd Kalesi Beyliği'ne çok yakın bir noktada yer alan Tağ Köyü, stratejik olmakla birlikte arazi kıtlığı sebebiyle küçük bir mahalle veya mezradan ibaret kalmıştır. Tarihî Tağ Medresesinin on dokuzuncu yüzyılın ilk çeyreğinde Abdi Bey tarafından eşi Miranet Hanım adına yaptırıldığı yaygın kanaattir. Molla Said de tahsil hayatına bu tarihi medresede başlamıştır. Birinci dünya savaşı bölgeyi yeniden şekillendirmiştir. Bu şekillendirmenin temel sebeblerinin başında boşalan Ermeni köyleri gelir. Bir avuç Tağ köylüsünün verimli arazilere sahib boşalmış Ermeni köylerine yerleşmesi Tağ'ın ölümü olur. 1950'lerden metruk olan köyün vaziyeti hazindir. Son yıllarda yenilenen câmi, köyü terketmeyen demirci ihyasına zemin teşkil eder mi, bilinmez.

Kuşpınar, Hacı Hasan Feyzi Efendi Dergâhı
Kuşpınar, deyince aklıma önce çekik gözleri ve nuranî çehresiyle Hacı Hasan Feyzi Efendi geliyor. Sonra gözlerimin önünde birbirine ilave edilmiş kerpiçten odacıklar, uğultulu bir mescid, ekmek kokan bir fırın geliyor. Kuş cıvıltılarını andıran talebelerin ders tekrar ve okumaları uğulduyor kulaklarımda. Sonra uyanıyorum birden, bu mazî dünyası yok artık. Kuşpınar Hacı Hasan Feyzi Efendi'nin dergâhı yüksek binaların muhasarası altında câmi ve bakımsız zeytinlik bahçesiyle yaşamaya çalışıyor. Uydu görüntüleri fazla söze ihtiyaç bırakmıyor.

Sidre
Isparta'nın güney batısında yer alan Sidre Tepesi şehir merkezi için aynı zamanda tabiî bir seyir terasıdır. 1750 metrelik rakımıyla şehri kuşbakışı gören tepe, Ispartalılar için günü birlik piknik için de vaz geçilmez yerlerdendir. Mescidi ve manêvî iklimi ile de ziyaretçi çeken Sidre, Bediüzzaman'ın da çok sevdiği kaynak suyu ile de alâkaya mazhardır. Osman-ı Hâlidî'nin çile ve itikaf mekânı olan Sidre, Bediüzzaman'ın da tenezzüh yerlerindendir.

Şirvan
Siird'e bağlı eski bir yerleşim yeridir. Kaynaklara göre, İ.S. 77’de Roma hâkimiyeti altına giren Şirvan, 395’ten sonra Bizans, 572’de Sasani Devleti hudutları dahilinde kalır. 700’lerde Arabların eline geçer. Bölge 1100’lerde Artuklu, 1243’te Moğol hâkimiyetine girdikten sonra 1514’te Osmanlı topraklarına katılır. Osmanlı idaresinde Siirt Sancağı’na bağlı en eski yerleşim yerlerindendir. Şirvan, Siird'in hemen kuzeyinde yer alır. Doğusunda Pervari, batısında Baykan, kuzeyinde Bitlis, doğusunda Hizan ile çevrilidir. Molla Abdullah ilk medresesini Şirvan'da açmış. Bu sebeple Molla Said'in de birkaç sefer uğradığı, bir müddet yaşadığı yerdir.

Norşin/Güroymak
Muş Ovasının Güneydoğu ucundan giriş kapısıdır. Bu cihetle de tarih boyunca Muş ve ovasıyla benzer bir kaderi olur. Ermeni, Bizans, Kürt ve Türk hâkimiyetlerinde devirler yaşar. Ermenice, "Yeni Köy" mânâsına gelen kelime bölge Kürtlerince de Norşin olarak kullanılır. 1960 darbesinden ismi Güroymak olarak değiştirilen Norşin, 1987'de ilçe yapılır. Molla Said'in hayatında, daha çok Norşin Dergâhı'nın bânisi Seyda Abdurrahman-ı Tağî sebebiyle ehemmiyete haizdir. Şeyhan Yaylasının yazlık medresesinde, Molla Abdullah'la tartışması sebebiyle ömrü kısa bir tahsil hayatı da vardır. Seyda'nın, şöhretleri bugün bile yaşayan on dokuz halifesiyle birlikte bölgede kurduğu nüfuz bugün bile bütün canlılığıyla devam etmektedir. Denebilir ki, Türkiye'deki Nakşî tarikatlarının hemen tamamı bir şekilde Abdurrahman-ı Tağî ve dergâhına dayanır. Hâlidî kolu için bu hüküm bilhassa yerindedir.

Vestan/Gevaş
Verimli toprakları, sırtını yasladığı Artos Dağı, yüzünü çevirdiği göl manzarası ile Van'ın en güzel kazalarından biridir. Verimli bağ ve bahçelerini başka bir vecheden zenginleştiren tarihî dokusuyla da alâkaya mazhar turistik bir hüviyete de sahibdir. Kilisesiyle meşhur Akdamar Adası gibi Halime Hatun Kümbeti ve Molla Said'in de iki ay kadar kaldığı İzeddin Şir Medrese ve Camii de görülmeye değerdir. Ayrıca Ahlat'tan sonra bölgedeki en büyük Selçuklu Mezarlığının da Vestan'da olduğunu unutmamak gerekir. 1915 Tehcirine kadar yoğun Ermeni nüfusuna sahib Vestan, Van ve çevresindeki Ermeni İsyanlarında aktif rol almış, Akdamar Kilisesi ve müştemilatı İsyanların Merkez üssü olarak kullanılmıştır. Vestan isminin Nur Talebelerinin gözlerinde hüzünlü bir buğu meydana getirmesinin sebebi de Bediüzzaman'ın fedaî talebesi ve İşaratü’l İ’caz eserinin kâtibi Molla Habib'in Birinci Cihan Savaşında Rus ve Ermenilerle çarpışırken burada şehid düşmesidir. Tatvan ile Van arasında yer alan Vestan'ın şehre mesafesi kırk kilometre kadardır.

Koğak/Dokuzpınar
Muş Bulanık'a bağlı Koğak Köyü, hazîndir ki, 800 yıllık medresesi ile birlikte Alparslan 1 Barajının suları altında kalmıştır. Köyden de medreseden de eser yok artık. Sadece suların çok çekildiği yıllarda medrese kalıntısı, resimde gördüğünüz şekilde, bir su kuşu gibi, bir müddet görünüp sonra nehrin soğuk sularına tekrar gömülür. Mele Resul-i Sipkî'nin de müderrisleri arasında yer aldığı medresenin iki de şöhretli talebesi vardır: Bölgede, II. Gazali tavsifine mazhar olmuş alleme Hâlid-î Örekî ile Bediüzzaman Said-i Nursî. Büyük bir âlim iken Gavs-ı Hizan'a intisab eden Örekî, Halil-i Siirdî'nin takbihine uğrar, ilmin izzetini muhafaza etmemekle itham edilir.

Usb/Esenler Köyü
Nurs-Gayda yaya yolu üzerinde yer alan eski bir köydür. Tağ Medresesi'nin müderrisi Seyda Abdurrahman-ı Tağî'nin babası Molla Mahmud bu köyde medfundur. Seyda da bu köyde dünyaya gelmiştir. Bölge coğrafyasının kıt ve verimsiz tarım arazilerine göre, hatırı sayılır zenginlikte tarım arazisine sahibdir. Güneye bakan tatlı meyilli yapısı arazileri verimliliğini arttırmaktadır. Nurs'a yakın köylerden olup Tağ'ın kuzeybatı çaprazına düşer...