Bediüzzaman

Büyük Yangın Söndü mü?

Aslolan, insandır. Hilkatin merkezinde o var, büyük imtihana giren o. Ya büyük dâvâyı kazanacak veya kaybedecek. Büyük dâvâ, ebedî saâdet. Kaybetmesi, sıfır noktasına dönmek değil; ebedî azaba düçar olması. Dünya ve dünya hayatı, büyük imtihanın câri olduğu zemin. Sağını solundan farketmesiyle başlar, son nefeste biter. Kazanmış veya kaybetmiştir… Kaybedeni bekleyen ebedî hüsran değil, azab ve […]

Büyük Yangın Söndü mü? Read More »

Vakt-i Merhunu Beklerken Yazmak!

Herkes için son bir vakt-i merhun gelecek, defter kapanacaktır. Başa dönmek, yeniden başlamak, hataları düzeltmek fırsatı bitmiş olacak. İlerleyen yaşımdan mı kaynaklanıyor bilmem ama o vakt-i merhunun eşiğinde, dünyadan büsbütün koptum. Tek niyaz ve temennim, o son ân gelip dayandığında Kutub Yıldızı serisini beş cild olarak tamamlamış olmak. O zaman gözüm arkada kalmayacak, kemâl-i sürurla

Vakt-i Merhunu Beklerken Yazmak! Read More »

Bediüzzaman Said Nursî!

Osmanlı’nın ilk ve gerçek ölümü olan 93 Harbi biterken (1877-78) dünyaya teşrif eder. Bir bakıma, bir ba’sü ba’del-mevttir bu teşrif; Osmanlı’nın manen yeniden dirilme başlangıcı bu tevafuk, İlâhî hikmet ve takdirin hâkimiyetini tescil eder. Isparit Nahiyesi köyü Nurs’un çocuğu Said’in bir nadire-i hilkat olduğunun anlaşılması için uzun zaman beklemek gerekmez. Çok küçük yaşta zekâsının keskinliği,

Bediüzzaman Said Nursî! Read More »

Nurcuların Başka Kitab Okuması Yasak veya Günah mı?

Dün, kadim dostlarımdan Osman Okçu bana bir mikdar kitab göndermişti. Ben de, hem küçük bir teşekkür, hem de herhangi bir sebep tahtında ilgilenenlere bilgi kabilinden fotoğraflarını çekip bu sayfada paylaştım. İlk yorum, kısa bir Nur metni olarak geldi. Metin şöyle: “Risale-i Nur talebelerinin hasları olan sahip ve vârisleri ve haslarının hasları olan erkân ve esasları

Nurcuların Başka Kitab Okuması Yasak veya Günah mı? Read More »

Bedîüzzaman, Siyaset ve Nur Talebeleri

            Bedîüzzaman ve siyaset… Nur talebelerinin, kendi aralarında, yarım asırdır tarştıkları ikili. Aralarındaki derin inşikakların da birinci sıra sebebi: Bâzen samimiyetle tartışılmış, bâzen emsaller arası riyaset kavgalarının maskesi olarak kullanılmış. Alınan mesafe, bir arpa boyu kadar. Mevzu, her zaviyeden başka türlü arz-ı endam etmiş. Kimi Üstad’ın “euzubillahi mineşşeytani racim”a teşbih, “euzubillâhi ave siyaseti” istiazesine sarılıp,

Bedîüzzaman, Siyaset ve Nur Talebeleri Read More »

Kamal Atatürk ile Said-i Nursî’nin Kavgası!

23 Mart, Bediüzzaman Said-i Nursî’nin vefat sene-i devriyesi. Elli dokuz yıl önce, çileli ama büyük ve parlak zaferlerle dolu ömrünü tamamlayıp Peygâmberler şehri Urfa’da hakka yürümüştü. Hayatına düşman olup mağlubiyetten hafakanlar geçiren hasımları, kabrine de tahammül edemediler. Vefatından bir müddet sonra, bir gece vakti Dergâh’taki kabrini parçalayıp mübarek naaşını meçhûle tevdi ettiler. Düşünce düşmanlığından naaş

Kamal Atatürk ile Said-i Nursî’nin Kavgası! Read More »

Bediüzzaman’ı Anma Toplantısının Düşündürdükleri!

Dün, zaman darlığını bir kenara itip, dinleyici olarak bir toplantıya gittim. Üstad Bediüzzaman’ın altmış beşinci vefat sene-i devriyesi münasebetiyle tertiblenen bir anma programı. Üsküdar Üniversitesi’nin ev sahibliğini yaptığı programı; RİNAP, Nur Vakfı ile Şekercihan Vakfı müşterek tertiblemişler. Suriye’de olup bitenler münasebetiyle programa verilen isim: Hutbe-i Şâmiye ve İslâm Dünyasının Meseleleri. Konuşmacıların tamamının akademisyen olması bir

Bediüzzaman’ı Anma Toplantısının Düşündürdükleri! Read More »

Bediüzzaman’a “Gizli İttihadçı” Demek!

Yaşar Gören, sosyal medyadan takib ettiğim bir insan; cesur, gayretli ve fikr-i tâkibi kuvvetli bir yazar. Velûd bir kalem, çok okuduğuna şübhem yok. İyi bir arşivci olduğu, açık. Ancak, bunca meziyetlerine rağmen, çalakalem ve sathî bir tarafı da var. Vur, deyince öldürmesi de kalem erbabı için tehlikeli bir kusur. Yaşar Gören’i, Kamal Atatürk ve Kamalizme

Bediüzzaman’a “Gizli İttihadçı” Demek! Read More »

Kutub Yıldızı’na Dair Bir Hasbihâl!

Risâle-i Nurlarla ilk karşılaşmam 1970. Ortaokul birinci sınıfta evinde ikamet ettiğim Kâhta’nın ilk Nur Talebelerinden merhum Fırıncı Hacı İbrahim’in evinde gördüğüm Nurları dâvâ edinmem ise 1974. Elli iki yıldır fâsılasız devam ettiğim bir düşünce mâbedi Nurlar, hâlâ hecelemekte olduğum bir tefekkür ummanı, burçlarına tırmanmaya çalıştığım sarp bir hisar. Bediüzzaman Said-i Nursî, uğrunda hayatımı fedâ edebileceğim

Kutub Yıldızı’na Dair Bir Hasbihâl! Read More »

Dil dâvâsı ve Risâle-i Nur!

Cumhuriyet devri Türkiye’sinde Sağın telâfisi imkânsız ilk büyük hezimeti, dil dâvâsında terk-i silâh etmiş olmasıdır. Hayır, Sağın değil, Müslümanların diyecektim. Zirâ, Sağ da Sol gibi Batı menşeli bir bukalemun. Varlık sebebi, Solun zıddını temsil etmek. Varlık değil, gölge… 1928’de harf inkılâbını gerçekleştiren irâdenin maksadı, bin yıllık İslâmî irfân ve medeniyet ile birlikte şanlı bir târihi

Dil dâvâsı ve Risâle-i Nur! Read More »

0
    0
    Sepetim
    Sepetiniz BoşMağazaya Geri Dön